Friday, November 22, 2013

AİLENİZİN DETEKTİFİ VE ŞİLAN HEMŞİRE




ailenizin detektifi ve silan hemsire 1




Aile akraba detektifi diyebiliriz benim işime. Şu uzak akrabalar kavga etmiş, git ayırsana, bak şu uzak akrabanın kızı kaçmış sevgilisiyle, Feslihan ya tanırsın sen, git bul getir şu kızı. İşler böyle geliyor, yenge, teyze, hala ve annemden geliyor en çok.






Detektif deyince sokakları, geceleri iyi bilen biri sanır insan değil mi. Amerikan filmlerinde oluyor öyle o. Feleğin çemberinden geçmiş detektif. Benim Çemberlitaş’a arabayla gitmem bazen saatler sürüyor. Fenerbahçe sahilinden, o enfes sahilden arabayla Şişli’ye gündüz, öğle zamanı, Boğaz Köprüsü’nden, 3.5 saatte geçince bir keresinde İstanbul’da bir detektif araba sürmemeli, diye karar verdim.






Raylı sistem detektifi de diyebiliriz bu durumda. Kolejli detektif veya. Genelde temiz işler yapan. İşini temiz yapan değil, temiz işleri yapan. İnsanın halasından, yengesinden nasıl iş gelir ki. Bazen düşünüyorum, başıma bir bela gelmesin diye bana böyle dandik işleri buluyorlar, bilerek.






Ben de halamlara, teyzemlere hayali işler uyduruyorum, gururumu kurtarayım diye. Hala bak Taksim’deki o bar var ya, rant kavgasına sahibini üç kurşunla vurdular, adamlar kaçtı, bar sahibi beni çağırdı, ölmedi adam, ben de onu acile götürdüm, canını kurtardım, vuranların peşinden gitmedim, teyzem de diyor ki, aferin sana, kendi canını kurtarmışsın.






Yengeme anlattım. Bir gece bir adam aradı beni, yolda kaza geçirmiş, Sapanca’dan gelirken, yakınlarda bir yerde, yalnızmış, arabadan inmiş, yürümeye çalışmış, cesur biri, barsaklarını tutup yerine sokuyormuş,-yengem araya girdi, fıtıktır o, diyor-, hayır, barsak barsak, gittim hemen adamı en yakın hastaneye götürdüm. Neden beni aradıysa.






Bak halacım, Beyoğlu burası, gece eroin satarlar, şeker derler ama. Geceleri travestiler dolaşır toplu halde, kokain içerler, uçarlar, sabaha karşı açık yer arayıp ayran içerler, içlerini temizlemek için. Halam da hıhı, evet, filmlerde mi görüyorsun bunları der hep. Hayır hala, hayat bu, sen nerden bilcen.






Ama yine halam yoluyla gittiğim son iş detektiflikte son nokta oldu. Sabaha karşı 5 filan, uykumun en tatlı yerindeyim. Rüyamda bitlenmiştim, bir kaşıntı tuttu. Derinlerden bir yerden de zil sesi geliyor. Cebin sesiymiş.






Halam hemen kalk, acil durum var, dedi, hemen git bizim Şilan’ın evine. -Şilan kim ya, hala. -Ya hatırlasana, bizim ordan, hemşerilerin kızı.-Ya hala ya, İstanbulda’yız zaten, sen herkese hemşeri diyorsun.-Ya unuttun mu kız hemşeri işte, hem de hemşire, Hemşirelik’te öğrenci, Haliç Üniversitesi’nde.-Hala ya, yeme beni, her semtte üniversite mi olurmuş.-Hadii oyalanma, Şilan dün gece evlendi, evde gümbürtü varmış, gerdeğe girememiş kız.-Hala ne diyon ya, ben öyle işlere bakmıyorum ki.






Zorla kalktım, gittim, Şilan hemşeri hemşirenin evine. Böylece işimde zirveye ulaştım. Şilan ile eşi eve gelmişler gece, eşi mum yapıyormuş, petrol ürünüymüş bu, yani mumlarda, giysilerde her yerde kullanılıyormuş, hammaddeymiş, parafinmiş, eşi, ben onu hastaneye götürürken bana bunları anlatıyordu, neden anlattı onu da bilmiyorum ama.




Şilanla eşi gece gerdeğe girecekler işte, adam bağırmaya başlamış, karnı ağrıyormuş, yerlere atmış kendini, Şilan şaşırmış, hadi hastaneye götüreyim demiş eşine, eşi de olmaz ilk gecemiz bu, hastanede geçirmem demiş, ilk gece kavga etmişler evde, adam sabaha dek bağırmış. Gitmeyince Şilan, halamı arıyor, halam da beni. Adam beni görünce şaşırdı, ama itiraz edemedi artık. Sabah 5’te acile götürdüm. Meğerse taş düşürüyormuş, ondan. Bir de adamda eklem romatizması varmış, ayak ve el bilekleri şişiyormuş. Şilan dedim, sen bu adamı paketin içini kontrol etmeden almışsın. Netten mi aldın yoksa sen bu eşini. Kahkahalar attık üçümüz de acilde.


No comments:

Post a Comment